8 MART
Tarih: 8.03.2024 | Okunma Sayısı: 430

“Dünya Kadınlar Günü” olarak anılan 8 Mart, bir emek hareketi ile başlamış ve zamanla farkındalığa dönüşmüş biz kadınlar için en önemli günlerden biridir.  

8 Mart’ın temelinde 1857 yılında, “Eşit İşe Eşit Ücret” “Sendikalaşma ve Oy Hakkı” için kadınların, bedenlerine, kimliklerine ve emeklerine canları pahasına sahip çıktıkları bir mücadele yatmaktadır.

Bizler 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün, kadınların önündeki politik ve ekonomik haksızlıkların giderilmesi, cinsel ayrımcılığın sona erdirilmesi, kadınlara uygulanan her türlü şiddetin önlenmesi, onlara saygın yaşam ve insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının sağlanması yolunda verdikleri mücadelenin simgesi olduğuna inanıyoruz. Hiçbir ülkede, kadınların emeği ve katkısı olmadan sağlıklı bir şekilde gelişmesinin, kalkınmasının, demokratikleşmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz.

Her ne kadar Dünya Kadınlar Günü’nü 100 yılı aşkın süredir kutluyor olsak da haklarımızda, taleplerimizde birçok şeyin değişmemiş olduğunu görüyor ve var olan haklarımızı korumak için de mücadele etmeye devam etmek zorunda kalıyoruz. Zira iktidar, kadının sahip olduğu en temel hak ve kazanımları yok saymakta, kadına karşı şiddette etkin bir mücadele vermemekte, kadınların yaşam ve özgürlüklerinin büyük güvencesi olan ve simge olan İstanbul Sözleşmesi’nden, hukuka aykırı bir şekilde çekilerek bizi mücadelemizde bir adım geriye götürmüştür. Bizim buna sessiz kalmamız mümkün değildir.

Son dönemde kadının nafakası tartışmaya açılmış, sosyal medyada, basında toplum yanlış yönlendirilmiştir. 6284 sayılı Yasa eksik uygulanmış, yasa topluma tam olarak anlatılmamıştır. Kadına yönelik şiddete ve Aile Mahkemelerinin görevli olduğu alanlarda arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemleri gündeme getirilmiştir. Biz tüm bunların karşısında duruyor, Kadını sadece ‘annelik’ sıfatı üzerinden vasıflandıran politik, kültürel anlayışın değişmesi, kadının eşit, özgür bir birey olarak kabul edilmesi için gerekli olan politikalar için mücadele ediyoruz.

Kadınların en temel sorunu olan EĞİTİM konusunda toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı kararlı bir devlet politikası uygulanmasını; Eğitim sistemlerinin özgür bireylerin yetiştirilmesi amacıyla laik bilimsel temele dayandırılmasını; çocuk gelinlerin önüne devlet eliyle geçilmesini; Atatürk ilke ve devrimleriyle kazandığımız haklardan geriye gidişe son verilmesini istiyoruz.

Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak günümüz Türkiye’sinde; öncelikle en temel hak olan kadının yaşama hakkı için gereken tüm tedbirlerin ivedilikle alınmasını, kadına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesini,  kadınlarla erkeklerin her alanda eşit hak ve özgürlüklere sahip olmalarını, egemen güçlerin söylemleri ve diyanet fetvalarıyla kadın bedeni üzerinden yürütülen politikalara derhal son verilmesi gerekliliğini kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Şunu anlamak lazımdır ki “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.”

Birlik dayanışma ve mücadele günü olan bu günde, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.

 

AV.SİBEL TORUN

ORDU BAROSU BAŞKANI

ETKİNLİK TAKVİMİ

21.12.2024
AV. BİRSEN UÇAR
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.