ADLİ YIL AÇILIŞ TÖRENİ
Tarih: 1.09.2015 | Okunma Sayısı: 1275

Çok değerli meslektaşlarım,

Değerli çalışma arkadaşlarım,
Sayın misafirler,

Hanımefendiler, beyefendiler,
Basınımızın güzide mensupları,

 


Hepinizi, şahsım Ordu Barosu yönetim, disiplin ve denetim kurulları, baromuzda fedakarca görev yapan hak arama savaşçısı avukatlarımız adına saygıyla selamlıyorum.

 

2015-2016 Adli Yılını, ülkemize, milletimize ve tüm insanlıga adalet, barıs, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum.

 

Milletimizin geçmis 30 Agustos Zafer Bayramını kutluyor, bu vesileyle bize zaferler yasatıp Cumhuriyet’imizi armagan eden basta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere onun silah arkadasları ve aziz sehitlerimizi rahmetle anıyorum.

 

 

1-Hukuk devleti olmanın gereği adalet hizmetinin etkin, verimli, hızlı ve tarafsız bir şekilde yerine getirilmesi, vatandaşlarımızın hak arama yollarının açık olması, idarenin hukukun üstünlüğüne dayanması ve tüm eylem ve işlemlerine karşı yargı yoluna başvurulabilmesidir. Adalet, toplumun barış, huzur ve refahının ön şartıdır.

2-Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet adamı Atatürk de bu durumu, “istiklal, istikbal, hürriyet, her sey adaletle kaimdir” sözleriyle ifade etmistir.

 

 

3-Devletler, hangi esas üzerine kurulursa daha saglıklı yasarlar ve daha uzun ömürlü olurlar? Tabii ki Hukukun üstünlügü.  Hukukun üstünlügü, sadece yönetilenlerin değil yönetenlerin egemenlik yetkisine dayanarak bizzat kendi koydukları kurallarla kendilerinin de baglı olmaları seklinde ortaya çıkar. Hukukun üstünlügü, devletin üzerinde, devleti hukukla baglayan, yönetilenlere herkes için geçerli ve önceden belirlenmis kurallarla hukuki güvence saglayan bir ilkedir. Devletin mesruiyet kaynagı millet, sınırları hukuk, amacı ise hukukun üstünlügüdür. Bunu Anayasamız 2. maddesinde “… Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir…” şeklinde formüle etmiştir. Anayasa’mız devletin niteliklerini sayarken hukuk devleti ilkesini vurgulamıs, hak arama özgürlügünü de düzenlemistir. Avrupa insan Hakları Sözlesmesi’nin, hak arama özgürlügünün yargısal yöntemine dayanak olan 6. maddesi, adil yargılanma hakkından bahsetmektedir. Adil yargılanma hakkını düzenleyen Avrupa insan Hakları Sözlesmesi’nin 6/1. maddesi: “Herkes, gerek medenî hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezaî alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan yasayla kurulmus, bagımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içerisinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” Adil yargılanma hakkı koruma altına alınmıştır.

 

 

 

4-Hukukun üstünlügünü gerçeklestirmek için yargının bagımsız, tarafsız ve teminatlı olması gereklidir. Ancak yargıya verilen güvenceler, aynı zamanda kendilerine yüklenen sorumlulugun agırlıgını göstermektedir.

 

5-Türk yargısı, Anayasanın ve kanunların ruhunu, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin gereklerine uygun sekilde anlayıp uygulayabilecek tecrübe ve bilgi birikimine sahiptir. Yargı düzeninin faaliyetlerinde de hukuka aykırılıklar

bulunabilir. Ancak bu hukuka aykırılıklar, yasama ve yürütme islemlerinde oldugu gibi baska bir erk tarafından düzeltilmez, yine dereceli yargı sistemi içerisinde yargı tarafından kanun yolları kullanılarak düzeltilir.

 

6-Beğenilmeyen yargı kararları sebebiyle yargıya yönelik hakarete, asagılamaya varan, kabul edilemez ifade ve açıklamalar yapılması doğru değildir. Türk yargısı hiç kimse adına değil bağımsız ve tarafsız hakimler tarafından TÜRK MİLLETİ ADINA karar verir. 

 

7-Anayasamızca düşünce özgürlüğü temel hak ve özgürlükler teminat altına alınmıştır. Düşüncesini özgürce ifade edebilen herkes; kendisini olduğu gibi anlatma imkânını bulacak, böylece farklılıkların birer zenginlik olduğu kabullenilecek ve müşterek yönler keşfedilip birlikte yaşamanın zenginliği ortaya çıkarılacaktır. Düşünce ve İfade özgürlüğüne, temel hak ve özgürlüklere  meşru olmayan nedenlerle yapılacak her müdahale, aynı zamanda büyük toplumsal müzakereyi engelleyecek ve uzlaşma zeminine giden yolları kapatacaktır.  İfade özgürlüğüne yönelik bu somut şiddet ve nefret tehlikesine karşı kamu otoriteleri, siyasi ve sosyal liderler ile sivil toplum birlikte adım atmalıdır.

 

 

8-Aile toplumun temelidir ve esler arasında esitlige dayanır. Aile içinde özellikle kadınlarımız ve çocuklarımız zaman zaman şiddete maruz kalmaktadır. Başka bir deyişle, aile içerisinde güçlü olanlar, sorunların çözümünde veya kendilerini ifade etme yöntemi olarak şiddete başvurabilmektedir. Bu anlamda, gerek fiziki, gerekse ekonomik, psikolojik veya cinsel şiddet yaygın biçimde kullanılmaktadır. Son yıllarda, bu hususlarda yasal düzenlemeler yapılmak veya yeni müesseseler oluşturulmak suretiyle önlem alındığı görülmektedir. Buna karşın sorunun kamuoyunu tatmin edecek ölçüde çözüme kavuşturulduğu söylenemez. Önemli olan, olay meydana geldikten sonra sorusturulması degil önleyici tedbirlerle engellenmesidir. Aile içindeki bu siddetin önlenebilmesi için hukuki korumanın yanında, kadının ekonomik ve sosyal yönden desteklenmesi ve toplumun da egitim yoluyla bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

 

 

9-İnsan hakları, devletlerin insanlarına bir lütfu degildir. Aksine insanların dogustan sahip oldugu kabul edilen haklardır. Bu nedenle insan hakları standartlarını yükseltmek baskalarının zoruyla degil, yüce milletimizin buna liyakati nedeniyle yapılması gereken bir zorunluluktur. Gerçekten günümüzde insan hakları; insanlıgın onuru, erdemi ve ortak paydası olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle devletler, insan haklarını çagdas anlayısa uygun olarak anayasal ve yasal bir düzene kavusturmak ve olabildigince saglam, etkin ve güvenceli bir koruma mekanizmasını yasama geçirmek zorundadırlar. Bunun saglanması için çagdas Anayasaların, insan haklarını sadece düzenlemekle kalmayıp, onları koruyup güçlendirerek, devlete ve diger kisilere karsı daha etkili bir sekilde ileri sürülebilir hale getirmesi gerekir.

 

10- Değerli Dinleyenler;

Adalet, mülkün yani devletin temelidir. Demek ki yargının kurucu unsuru olan avukatlar, hâkimler ve savcılar bu ülkenin temel taşları arasındadır.


Avukatın görevi, insanların haklarını, onların kullanımına sunmaktır. Şu halde avukat, toplum içinde yaşayan insanı birey yapan meslek mensubudur. Haksızlığa uğrayan hak arayan her insanın güvencesidir.

 

Bu sebeple avukatlık mesleğinin sorunlarının çözülmesi hakkın korunmasına, adalete hizmet edecektir.

 

11-Kontrolsüz yeterli altyapıyı ve akademik kadrosu olmadan açılan hukuk fakültelerinden yeterli eğitimi almamış hukuk fakültesi mezunları sınavsız bir şekilde avukatlık stajına başlayıp kolaylıkla avukat olmakta, sonuçta hem hizmetin kalitesi düşmekte hem de avukatlar büyük ekonomik zorluklara sürüklenmektedir.


12-5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine görevlendirilen müdafi veya vekillere Avukatlık Asgari Ücret tarifesindeki asgari tutar düzeyinde çıkarılmalıdır ve CMK gereği Avukata ödenecek meblağlar, hiçbir verginin konusu olmamalıdır. Aksi durum mesleğimize ve yargılamaya zarar vermektedir.

13-Avukatlık hizmeti ve hukuki korunma lüks bir hizmet değildir. Avukatlık faaliyeti sonucu elde edilen avukatlık ücreti KDV’nin konusu olmamalı, gelir vergisi oranı makul bir seviyeye çekilmelidir. Özellikle mesleğe yeni başlayan genç avukatlar için vergi indirimi ya da istisnası sağlanmalıdır.

14-Avukatlık mesleğinin iş alanları, mali müşavir ve noterlere devredilmemelidir. Avukata verilen vekaletnameler noterler tarafından değil avukatlar tarafından düzenlenebilmelidir. Avukata verilen vekaletname avukatın bağlı bulunduğu Baro tarafından düzenlenerek, gelirinin bir kısmı avukatlara ödenmek üzere oluşturulacak havuza aktarılmalıdır. Hukuk mezunlarına yeni istihdam sahaları oluşturulmalıdır.

15-Avukatlık şirketine dair düzenlemeler kaldırılmalı, Yabancı avukatların ülkemizde çalışmasına izin verilmemeli şubeleşmesi engellenmelidir.

 

16-Avukat kimlikleri “…TÜM RESMİ VE ÖZEL KURULUŞLAR TARAFINDAN KABUL EDİLECEK RESMİ KİMLİK HÜKMÜNDEDİR…” (AV.K.m.9) rağmen buna aykırı davranan kişi ve kurumlar uyarılmalı, yasal ve idari tedbirler alınmalıdır.  

 

17-Avukatların faaliyetinin niteliğinin kamu hizmeti olması sebebi ile kıdemlerine bakılmaksızın kamu çalışanları gibi yeşil pasaport hakkına sahip olmalıdır. Yıllardır bu konuda çalışma yapılmış olmasına rağmen hala sonuç alınabilimiş değildir.

 

18-Adliyelerin idaresi Başsavcılık,  Adli Yargı Komisyon Başkanlığı ve Baro Başkanlığı tarafından ortak olarak kurulacak yönetimle sağlanmalıdır.

Sorunların ve çözümlerin bazılarına burada tarafımca değinilmiştir. Bunu avukatlık mesleğine bir ayrıcalık tanıma adına değil yargının asli kurucu unsuru olan avukatların görevlerinin gereği olarak talep ediyoruz. Aksi halde güçsüz bırakılan savunma ve avukatlık mesleği nedeniyle hak kaybına vatandaş uğrayacaktır.

 

 

 

 

 

 

Degerli konuklar,

 

Degerli meslektaslarım,

 

Bütün bunları bugün için söylemiyoruz. Makamlar, görevler gelip geçicidir. Bu gün biz varız yarın baskaları olacaktır. Geçmiste baskaları vardı. Ama devlet hayatı süreklidir. Gelecek kusaklara daha iyi bir yasam ortamı, daha güvenli bir yargı sistemi, daha güzel seyler bırakmalıyız. Bu bizim en büyük zenginligimiz, gurur kaynagımız olacaktır

 

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdigi ilkeler dogrultusunda kurulan Cumhuriyet’imizin, özgürlükçü demokrasinin, demokratik hak ve özgürlüklerin, toplumun tüm bireyleri için gelisip güçlenmesi ancak hukuk devleti, hukukun üstünlügü ilkelerinin bagımsız yargı temelinde bütün kurum ve kuralları ile hayata geçirilmesi suretiyle mümkün olabilir.

 

Sözlerimi burada bitirirken, bu anlamlı günde bizlerle birlikte olmanızdan duydugum mutlulugu bir kez daha dile getirerek sizlere en içten saygı ve sevgilerimi sunuyor,tüm yargı mensuplarına, çalısanlarına, yeni adli yılda mutluluk ve saglık içerisinde basarılı çalısmalar diliyorum.

 

 

Yeni adli yılın tüm yargı mensuplarına, çalışanlarına ve adalet bekleyen tüm yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.01.09.2015

 

 

Av. İlhan KURT

Ordu Barosu Başkanı

 

 

      

 
 
 

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

23.11.2024
AV. BİRSEN UÇAR
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.