ADLİ YIL AÇILIŞI
Tarih: 3.09.2018 | Okunma Sayısı: 1333

2018-2019 ADLİ YIL AÇILIŞ KONUŞMASI

Sayın Valim, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, Sayın Başsavcım, Sayın Adalet Komisyon Başkanım, Sayın Mahkeme Başkanlarım, Sayın Rektörüm , protokolün değerli temsilcileri, değerli avukat, hakim ve savcı meslektaşlarım, siyasi partilerimiz ve sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, değerli hukuk çalışanları ve değerli basın mensupları, hepinize şahsım ve Ordu Barosu adına saygılarımı sunuyorum.

Adli yıl açılış törenini, geçen sene gibi bu sene de yargının tüm kurucu unsurlarıyla ve devletimizin diğer erk ve bürokrasinin temsilcileriyle birlikte kutlamadan dolayı memnuniyetimi ifade etmek isterim.

Bilindiği üzere Anayasamızın 2. maddesinde devletimizin kurucu nitelikleri sayılmış olup bunlardan biri de Türkiye Cumhuriyetinin “hukuk devleti” oluşudur.

Hukuk Devleti, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her anlamda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa'nın bulunduğunun bilincinde olan devlettir.

Kamu hizmeti ve serbest bir meslek olarak tanımlanan avukatlık mesleğinin örgütü olan baroların asli görevlerinden biri de hukukun üstünlüğünü, insan hak ve hürriyetlerini korumak ve savunmak olup bu anlamda bu vesileyle başlıca görüş ve önerilerimizi ifade etmek isterim.

- Her dönemde yargı ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülüp iktidar sahiplerince liyakat, hakkaniyet ve adalet ilkeleri bir yana bırakılıp kendi,fikir, düşünce ve inanç paydaşlarına kadro yolları açıldı.Bunun vahametini 15 Temmuz darbe girişimi ile gördük. Bu hata maalesef halen devam etmektedir. Bu hatadan derhal vazgeçilmeli, devletin temel niteliklerine bağlı olan her fikir, düşünce ve inanç sahibinin liyakat ve hakkaniyet ilkeleri doğrultusunda görev yapabilmesi sağlanmalıdır.

- Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile kürsü dokunulmazlığı önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Maalesef bu nitelikler gittikçe kağıt üzerinde kalmaktadır. Yargısının tarafsız ve bağımsız olmadığı veya zayıf olduğu ülkelerde hukuk güvenliğinden bahsedilemez. Hiç kimse hele hele devlet ve iktidar temsilcileri yargıyı zan ve tahakküm altında bırakıcı tavır ve davranışlarda bulunmamalıdır. Yargı iç ve dış siyasetin aracı veya malzemesi değildir, olmamalıdır. ABD ile yaşadığımız ve asla kabul etmeyeceğimiz “rahip” krizinde yargının siyasetin etkisinde olduğuna yönelik inancın da payı olduğu göz ardı edilmemelidir.

- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin üç erkinden biri olan yargı mensuplarının da tarafsızlıklarını ve bağımsızlıklarını korumak görevleri vardır. Sadece adil ve tarafsız olmak yetmez, öyle görünmek öyle olduğuna inanılmak da gerekir. Bu cümleden olmak üzere Adli Yıl açılış törenlerinin ilimizde olduğu gibi yargının kurucu unsurlarının ev sahipliğinde ve tarafsız bir mekanda yapılması gereklidir ve yürütmenin-siyasetin ev sahipliğinde yapılan tören yargıya güveni zedelemektedir.

- Hukuk Fakültelerine giriş zorlaştırılmalı ve hukuk eğitimin kalitesi ile niteliği artırılmalıdır. Şu an ülkemizde aktif olarak eğitim veren 86 hukuk fakültesi, buralarda eğitim gören yaklaşık 60.000 hukuk öğrencisi bulunmaktadır. Yine ülkemizde 110.000 avukat bulunmakta olup bu sayı yılda yaklaşık %10-15 artmaktadır. Nüfus artış hızının kat kat fazlası olan bu artış, kalitesiz verimsiz ve iş-çalışma olanağı bulmayan hukukçulara yol açmaktadır. Üstelik bu yetmezmiş gibi bu yıl yapılan değişiklikle hukuk fakültelerine giriş katsayısı ilk 150.000’den ilk 190.000’e çıkartılmıştır. Genel olarak eğitim, özel olarak hukuk eğitimi tekrar gözden geçirilmeli ve düzeltilmelidir.

- Hukuk eğitimi almayanların idari yargı hakimi olmaları büyük bir hata olup telafisi imkansız zararlar doğuracaktır. Bu hatadan derhal dönülmelidir.

- Uzlaştırıcıların da arabulucular gibi hukuk fakültesi mezunlarından olması için yasal değişiklik yapılmalıdır.

- Avukatlık Kanunu ve ilgili mevzuat gözden geçirilmeli, çağdaş düzenlemeler yapılarak, başta bilgiye erişim hakkı olmak üzere, özlük haklarda yargının diğer unsurlarıyla eşitlik sağlanmalıdır. Avukatlık sınavı derhal hayata geçirilmeli, staj döneminde gelir getiren bir işte çalışma yasağı mesleki işlerle sınırlı olarak kaldırılmalı, avukatlık stajının adliye stajına ilişkin ilk altı ayı devlet tarafından finanse edilmelidir. CMK ücretleri avukatlık ücret tarifesindeki ücretlerle eşitlenmeli, CMK ve Adli yardım ödemelerinde ayları bulan gecikmelerin önüne geçilmelidir.

Tüm bu eleştiri ve önerilerimiz yanında, kalıcı düzenlemelerle OHAL rejimini aratmamakla birlikte OHAL rejiminin kaldırılarak olağan rejime geçilmesinden duyduğumuz memnuniyeti de ifade etmek isterim.

60.Kuruluş yılını kutlayan Ordu Barosu geçmişte olduğu gibi her zaman devletinin kurucu ilkelerini, ülkesinin ve milletinin bölünmez bütünlüğünün, hukukun üstünlüğünün, insan hak ve hürriyetlerinin yılmaz savunucusu olmaya devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle 2018-2019 Adli yılını kutluyor, tüm avukat, hakim,savcı meslektaşlarımız ile adliye, baro ve avukat çalışanlarına görevlerinde başarılar diliyorum.

Saygılarımla.03.09.2018

Av. Haluk Murat POYRAZ
ORDU BAROSU BAŞKANI

ETKİNLİK TAKVİMİ

23.11.2024
AV. BİRSEN UÇAR
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.