BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 20.03.2021 | Okunma Sayısı:
925
BASIN AÇIKLAMASI
20 MART 2021
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ‘ bilinen adıyla kısaca ‘İstanbul Sözleşmesi’. Bir gece yarısı kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin sözleşmeyi feshettiği haberini aldık.İlk imzacısı Türkiye olan ve sözleşme imzalandığında ,şiddetle mücadelede kararlı duruş sergilendiği ülkenin dört bir yanında yankılanmıştı.Takvimler 2011 yılını göstermekte idi.Ve on yıl sonra , kadına yönelik şiddetin artarak ve en vahim haliyle devam ettiği , sözleşmenin etkin olarak uygulanmadığı 2021 yılında artık kadına yönelik şiddetle mücadeleye gerek görülmediği en yetkili imza ile ülke gündemine oturdu.Neden? Bir ülke kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzaladığı bir sözleşmede etkin politikalar getirmek yerine , hala cinsiyet ayrımcılığının şiddete dönüşmeye artarak devam etmekte iken neden?Bu sorunun cevabını kültürel değerlere uygun yasa yapma taahhüdü asla olamaz!Kadınlar her geçen gün toplumsal yaşamda ve aile hayatında ikincilleştirilmekte , şiddete maruz kalmakta , temel insan hakkı olan kadın haklarında dünyada en geride olan ülkelerden biri iken nasıl dünya devleti olma söyleminden bahsedilmektedir?Şiddete maruz kalan kadınların neredeyse yarısı bu şiddeti yargı önünde toplumsal inanış ve baskılardan dile getirememektedir.Şiddete karşı ses çıkaran , susmayan , yasal yollara müracaat eden kadınların temel yaşam hakkının önünde set durmak açıkça evrensel hukuka aykırıdır.
Sözleşmeyi feshettikten sonra nasıl bir tablo ile karşılaşacağımızı düşünmek istemiyoruz!
Bu sözleşme ile yürürlükte olan yasa ve yönetmelikler , kurum ve kuruluşları da mı feshedilecektir? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da mı ortadan kaldırılacaktır?Zira bu sözleşmeyi uygulamakta görevlidir.Henüz İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması dahi hayata geçirilememişken sözleşmeyi ortadan kaldırmak tüm kadın hakları kazanımlarını yok saymaktır.Şiddete onay vermek , göz yummak ve hatta desteklemek sonucunu doğuracaktır.
Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılığa maruz kalmadan insan haklarına uygun olarak yaşamak; farklı din , din , ırk ve kültürden gelen Anadolu coğrafyasında Türkiye Cumhuriyet çatısı altında yaşayan her bireyin Anayasal , kültürel ve tarihsel hakkıdır.Kadınlar vardır.!
İstanbul Sözleşmesi’nden dönmek ,kadına şiddete sırtını dönmektir!
Bizler temel insan hakkı olarak kabul edilen kadın haklarının hayata geçmesine dair mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğiz.Toplumun her kesimini , cinsiyet , din , dil ırk ve siyasi görüş ayrımı olmaksızın İstanbul Sözleşmesi'ne dair mücadelemizde birlik ve beraberlik içinde olmaya davet ediyoruz.
ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI
ORDU BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU
RESİM GALERİSİ