03.03.2016
Basın Bülteni
Son dönemde ülkemizde Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar üzerinden kamuoyu tartışmaları yürütülmektedir. Yürütülen bu tartışmalar ile ilgili olarak başkanlığımız tarafından bir açıklama yapılması zorunlu bulunmuştur.
Bilindiği üzere 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 95.maddesinde belirtildiği gibi “… Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak…” baroların görevleri arasında sayılmıştır.
Anayasamıza Göre,
- Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı,
- Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
-2. maddede - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu,
-9.maddede, Yargı yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı,
- 25.maddede, Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğu, Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimsenin, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamayacağı ve suçlanamayacağı,
Madde 26 - Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu, Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği,
-Madde 138 - Mahkemelerin bağımsızlığı - Hakimler, görevlerinde bağımsız olduğu; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm vereceği,
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği; genelge gönderemeyeceği; tavsiye ve telkinde bulunamayacağı,
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı veya herhangi bir beyanda bulunulamayacağı,
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği,
-Madde 153 - Anayasa Mahkemesinin kararları kesin olduğu, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelinen son noktada 78 milyon yurttaş dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak bizler,
Anayasamızda ve taraf olduğumuz uluslar arası hukukun kabul gören prensiplerinde belirtildiği üzere;
**İnsan haklarına dayalı demokrasinin tam olarak işlediği, tarafsızlığından ve bağımsızlığından şüphe duyulmayan mahkemelerin görev yaptığı; kararlarının bağlayıcı olduğu ve saygı duyulduğu, tarafsızlığından ve bağımsızlığından şüphe duyulan, emir veya talimatla hareket eden mahkeme-hakim-savcı varsa hukuk kuralları içinde mücadele edilmesi gerektiği, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzelkişilerin uygun davrandığı, bir hukuk devleti Anayasamızın emri, tarihin bize yüklediği görev ve 78 milyonun ortak arzusudur.
**Türkiye Cumhuriyeti'nin 78 milyon vatandaşının yegane ortak paydasının, hukukun üstünlüğü ve adalet olduğunu, hukukun üstünlüğünün sağlanmasının ve güvenilen adaletin milli birlik ve beraberliğin vazgeçilmez şartı olduğunu,
Aksi durumun devletimize ve 78 milyona zarar verdiğini, adalet olmadığı yerde zulüm olacağını ve bumerang gibi tüm topluma zarar vereceğini unutmamamız gerekir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI