Basın ve Kamuoyuna
Bilindiği üzere; İçişleri Bakanlığınca hazırlanıp; Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısına eklenen 6-madde ile "İl ve İlçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu" yetkisi verilmektedir.
Anayasamızın 2. maddesinde belirtildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti ’demokratik, laik ve sosyal" bir hukuk devletidir’’. Laiklik ilkesi yurttaşların bir arada yaşamasının demokrasinin ve kadın haklarının güvencesidir ve vazgeçilmezimizdir.
Vatandaşlarımızın Anayasamız ile güvence altına alınmış olan din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde resmi nikah işleminden sonra dini nikah kıymalarında zaten bir engel bulunmamakta olup, yapılmak istenen değişikliğe nikah işlemlerinde belediyelerin üzerinden yük almak, vatandaşların işlerinin kolaylaştırmak gibi gerekçeler bulmak tarafımızca inandırıcı bulunmamaktadır. Kaldı ki islam dininin nikah için aradığı icap-kabul ve aleniyet resmi nikahla da gerçekleşmektedir.
Müftülükler saygı duyulan dini makamlar olup, müftülüklere evlendirme memuru gibi resmi nikah yetkisi verilmesi Türk Medeni Kanun’dan vazgeçmek demektir. Aynı zamanda çok yönlü bir anayasa ihlalidir, türlü zorluklar ile kavuştuğumuz Medeni Kanun’un yok sayılmasıdır.
Yapılma istenen değişiklik, Anayasamızın hem eşitlik ilkesine aykırı hem de cumhuriyet ile birlikte kadın hakları üzerindeki kazanımlarımız üzerinde ciddi tahribatlar yaratacak olup, tek eşlilik ilkesini de zedeleyecektir.
Ülkemiz henüz çocuk gelin gerçeğini aşamamış iken bu yasa ile özellikle doğu ve güneydoğuda çocuk gelinlerin sayısında artış olacak, çocuklarımıza yönelik şiddet, istismar ve tacizler artacak ve bunun sonucunda kadın ve çocuk hak ihlalleri ortaya çıkacaktır.
Değişiklik ile birlikte Baromuzun çok hassas olduğu çocuk hakları konusunda ihlallerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların nüfus kaydına ‘’sözlü doğum bildirimi’’üzerine kaydedilmesi anne ve çocuk sağlığını korunamaz ve tamamen göz ardı edilmiş bir hali ortaya çıkacaktır
Toplum, ‘müftüye nikah kıydıranlar’ ve ‘belediyeye nikah kıydıranlar’ diye bir kez daha bölünecektir. Müftülere nikah kıydıranların ne kadar dindar, belediyelere nikah kıydıranların ise dinsiz olduğu teması işlenecektir. Toplumumuzun karşı karşıya olduğu farklı kırılma hatları, bu defa doğrudan doğruya toplumun bel kemiği olan aile kurumunun içine girecektir.”
Bu nedenlerle Ordu Barosu olarak;.
Ülke olarak içinde bulunduğumuz zor dönemde, zaten ayrışmış olan halkımızı bir de dinsel referansla kutuplaşmaya yol açacak bu kanun tasarısını kabul edilemez buluyor, şiddetle reddediyor ve söz konusu değişikliğin meclisten geri çekilmesini istiyoruz.
Ordu Barosu Yönetim Kurulu Adına
Av. Haluk Murat POYRAZ