TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINA
İlgi duyurunuz ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu değişikliği hakkında Baromuzun görüş ve düşüncelerini bildirmemiz istenmiştir.
Özellikle belirtmek gerekir ki, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca meslek mevzuatında yapılacak değişiklikle ilgili barolarımızın görüşünün sorulması, öncelikle uygulanması gereken husus olup, basına ve kamuoyuna TBB' nce açıklama yapılmadan önce, TBB' nce Baroların çoğunluk görüşünün belirlenip, bu çoğunluk görüşün ilgili makamlar, basın ve kamuoyu nezdinde savunulması önem arz etmektedir.
Ancak ne var ki, yapılması düşünülen değişikliklerle ilgili basına yansıyanlar dışında, Barolarımızın ve meslektaşlarımızın somut bir bilgisi bulunmamaktadır. Basına yansıyan yasa değişikliği tartışmaları noktasında, tarafımıza iletilen yazıda; istisnasız bütün barolarımız ile Türkiye Barolar Birliğinin, “çoklu baro sistemi ve baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılması” gibi konular ile birlikte, aynı yazınızda diğer düşüncemiz olarak ifade edilen, ancak yazınızda açıklanmasından imtina edilen Avukatlık Kanununda yer alan seçim sistemi yerine, nispi temsil sistemi getirilmesi, Türkiye Barolar Birliği delegelerinin seçim usulünün değiştirilmesi ile birlikte Avukatlık Kanunu'nun 76. ve 95. maddeleri ile düzenlenen “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak” görevinin değiştirilmesi yönündeki hiçbir düzenlemeyi doğru bulmuyor ve kabul etmiyoruz. Zira ;
- 1-Salgın süreci, ekonomik kriz, işsizlik ve sosyal sorunlar nedeniyle halkımızın ve meslektaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar karşısında, ülkemizin ve iktidarın gündemi Baroların seçim sistemi, NİSBİ temsil ya da TBB delegeliği olmamalıdır. Meslektaşlarımızın işsizlik ve ekonomik sorunların pençesinde büyük zorluklar yaşadığı, ofislerini kapattığı küresel salgın sürecinde, bu sorunların çözümü önceliğimiz olmalıdır. Bütün bu nedenlerle, TBB Başkanlığımızı, bu yasa değişikliği girişimlerinin durdurulmasına yönelik olarak, çağrıda bulunmaya davet ediyoruz.
- 2-Baro seçim sistemleri, NİSBİ temsil ve TBB delegeliği konusu, yıllardan beridir getirilmek istenen, su katılmamış bir FETÖ projesidir. En son olarak 2018 yılında, TBB Başkanımızın da tarihsel sürecini aşama aşama çok güzel bir şekilde, yazılı ve sözlü olarak ifade ettiği bu husus hepimizin malumlarıdır. Bu FETÖ projesine, 2004, 2007, 2009, 2011, 2013, 2014 ve 2018 yıllarında hep beraber karşı çıktığımız gibi, yine aynı kararlılık, azim ve inançla karşı çıkmak, hepimizin ülkemize, milletimize ve mesleğimize karşı, tarihsel ve vicdani görev ve sorumluluğumuzdur.
- 3-Yapılması düşünülen NİSBİ temsil konusu, Baroları kendi içerisinde kavgalı hale getirecek, Baro Başkanlıklarını etnik, mezhepsel, sınıfsal ve siyasi bölünmelere karşı açık hale getirecek, Baroları ve avukatları terör örgütlerine karşı korumasız bırakacaktır. Bu durum Baroları bir hukuk kurumu olmaktan çıkartacak, belirtilen menfi durumlar nedeniyle, yargı erkinin savunma kurumu çökecek, halkımızın hak ve özgürlükleri ile milletimizin birlik ve beraberliği ağır şekilde zedelenecektir.
- 4-Barolardaki mevcut seçim sistemi, ülkemizdeki en demokratik seçim sistemidir. Grup odaklı değil, şahıs odaklı oy verme sistemidir. Mevcut sistem aynen korunmalıdır. Nisbi temsil, ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI Genel Sekreterlik Sayı :95132135-622.03-E.1337 12/05/2020 Konu :Görüş Bildirimi Hakkında İlgi :09.05.2020 tarih ve 2020/48 sayılı duyurunuz. 1/ 2 ülkemizdeki 80 Baronun, savunmanın, avukatların, ülkemizdeki yargı ve savunma bağımsızlığının ve TBB'nin sonunu getirecektir.
- 5-Yargı sistemimizin, Baroların ve Avukatlarımızın asıl sorunları ve çözülmesi gereken konular, Yargı reformu strateji belgesinde de belirtildiği gibi, çağdaş hukuk eğitimi, aşırı sayıda ve niteliksiz hukuk fakülteleri, kontenjan sayısı, hukuk devleti ilkesi, yargı bağımsızlığı ve savunmanın güçlendirilmesi gibi hususlardır.
- 6-Barolarca bilinmeyen taslak, TBB Başkanlığınca biliniyorsa, bu husus Barolara da ivedi olarak bildirilmelidir. Değişiklik taslağı kamuoyuna sunulduktan sonra, TBB Başkanlığınca, Barolardan ayrıca ve tekraren, somut olarak görüş sorulmalıdır.
- 7-En son olarak 52 Baronun imzaladığı bildiriyi de, aynen tekrar ediyoruz. Bu Barolar imzaladıkları bildiriyle, savunmanın şanlı tarihinde, tarihsel bir duruş ve kararlılık sergilemişlerdir. Bu bildiri içeriği ile imzalayan Baroların her türlü sayısal, coğrafi ve bölgesel durumları nazara alındığında, her açıdan aynı zamanda çoğunluk görüşü olup, uygulanması gereken bir yol haritasıdır. 52 Baronun tamamı, Türkiye ve Anadolu Baroları olup; savunmayı, halkın hak ve özgürlüklerini savunma amaçlı bu birlikteliğin çoban ateşi, yine Anadolu'dan yakılmış, tüm Türkiye'nin Barolarına dalga dalga yayılmış olup, aynı his ve duyguları 80 Baromuzun avukatlarının taşıdığı da bilinmektedir. Barolarımızın bireysel yayınladığı bildiriler dahi, bu durumun tartışmasız kanıtlarıdır.
- 8-Salgın tedbirleri biter bitmez, acil ve ivedi olarak, Ankara'da Baro Başkanları toplantısı yapılması, tarihsel bir görev ve mesleki zorunluluktur.
- 9-Görüş yazısından ayrıksı olarak, ileride her zaman gündeme getirilecek bu konuda hazırlıklı olmak için, Baroların, uzman akademisyen ve avukatların katılımıyla, Türkiye Barolar Birliği nezdinde bir komisyon oluşturulmalıdır. Meslek örgütlerinin dahil olmadığı bir süreçte yapılacak Avukatlık Kanunu değişikliğinin, mesleğe ve meslektaşlara katkı sağlamayacağı açıktır. Bunun aksini düşünmek de mümkün değildir. Nitekim bu amaçla, 2014 yılında Türkiye Barolar Birliği nezdinde oluşturulan komisyon tarafından, Avukatlık Kanunu tasarısı hazırlandığı hepimizin malumudur. Bu tasarının geleceğe yönelik olarak, kurulacak bu komisyonla güncellenmesi ve bir Avukatlık Kanunu tasarısı önerisi olarak kamuoyu ve hükümet ile paylaşılması gerektiği de önem arz etmektedir.
Saygılarımızla.
Av. Haluk Murat POYRAZ
Baro Başkanı
e-imzalıdır
YAZIYI PDF İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ